Dünya Sağlık Örgütü son haftalarda sürekli olarak uyarılarını yapıyor. ABD ve Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere, Asya ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde haftalık ortalama vaka sayılarında artışlar görmekteyiz. Bu durum endişelerin masada kalmasına neden oluyor. Mart ayındaki çöküşün ardından Amerikan Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB), Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) faizleri indirdiler ve ciddi miktarlarda tahvil alımları yaptılar. Bunlara son toplantılarda ilave de yaptılar. Fakat artık piyasaları destekleyecek alanları pek kalmadı. Bu durum da piyasaları huzursuz ediyor.
Her ne kadar çok konuşulmasa da kasım ayında yapılacak ABD seçimlerine de bir parantez açmak gerekiyor. Biden’in, Trump’ın önünde olduğuna yönelik anketler var. Trump, başkan seçildiği zaman kurumlar vergisini yüzde 20’ye indirerek piyasalarda pozitifliğe neden olmuştu. Biden ise tam tersi strateji izleyerek vergileri artırabilir. Bu durum da bence ilerleyen süreçte piyasalar için önemli olacaktır.
Özetle, küresel bazda risk iştahının çok daha kuvvetlenmesi yerine, zamanla azalarak yatay bir seyre girmesini bekliyorum.
Majör borsalardan Almanya Borsa Endeksi Dax ve Amerikan Borsa Endeksi S&P endekslerinde teknik olarak aşağı yönde eğilimler söz konusu. Dax endeksinde 12.800-12.900 bölgesi altında baskı ön planda kalabilir. Bu hafta gelen sert satışların ardından tepki alımları gelebilir. Fakat yükselişler kademeli fırsat verebilir. S&P endeksinde de düşen bir eğilim söz konusu. Buradaki kritik eşik 3.190 olacaktır. Bu eşik direnç olarak izlenmelidir.
Borsa İstanbul 100 Endeksinde de bu hafta baskı ön planda. Yabancı payı yüzde 50’nin altına geriledi. Bu aşamada yerlilerin panik havasına kapılıp kapılmayacağı önemli olacaktır. Ben teknik olarak endeksi kısa vadede zayıf görüyorum. 118.000-120.000 bölgesi burada önemli bir direnç bölgesi olarak izlenmeli.